Yazılar

UNUTULAN İBADET TEFEKKÜR!..

HIZIR YILDIRIM

Düşünerek (tefekkür) söylenen her söz elekten geçmiş elmas taneleri gibidir.

Düşünmek (tefekkür) henüz yasaklanmadı, tefekür etmek için hala ne durursun?

Müslümanlar tefekkürü ertelediği için, batı ve batıl dizginleri ele aldı ve bizim yerimize düşünüyor, üretiyor, fitne ve fesat saçıyor.
Toplumu yani avamı nasıl soyarım, nasıl koyun’laştırırım, bize hizmet edecek satılmışları nasıl oluştururum diye şer kafayla düşünmüşler ve şer üretmişlerdir.

Dünya sahnesinde malesef müslümanlar yok, toplum her taraftan zülmün pençesinde inim inim inliyor ve çıkış yolu bulamıyor.
Müslümanlar örnek ve adil olma şahsiyetini kaybetti. Örnek olacak, adil şahsiyet olma vasfını yitirdiler; çünkü Ku’ran’ı (mehcur) terkedilmiş olarak bıraktık.

Her bir müslüman fert aslında örnek şahsiyettir. Kur’an üzerinden tefekkür çok önemlidir. Müteşabih olmayan her ayet üzerinden bir çok şeyler başarabilirdik. Tolumun her ferdine açık tebliğ ve güveni oluşturmak, kendi aralarında kardeşlik hukukunu tesis etmek ve adaletten asla taviz vermemek asıl gayemiz olmalıydı.

Toplum örnek alacak şahsiyetler arıyor, müslümanlar ise kendini arıyor. Böyle olunca insanlık her yönde zülmün pençesinde.

Örnek olmak için islam devletini aradık ama; ailemizi, kendimizi, komşumuzu islam’ın ahlâkıyla ahlak’landıramadık. İslam devletini evde oluşturamadık? Sokaklar, caddeler nasıl islam olsun? Sürekli strateji hatasını yapıyoruz.

Resül (sav) mekkeyi sabırla işledi, topluma tepeden inmedi sürekli olarak islamın güzel ahlâkıyla tebliğ ve terbiye etti.
Emin kişiliğine müşrikler bile laf edemedi.

Kalpleri feth etti, öldürmedi çirkin sözlerle dövmedi, sertlik uygulamadı. KUR’AN mesajıyla diriltti.

Daha sonra yürek fethi ile Medine İslam Devleti doğdu. Medine islam devleti sabırla işlenen KUR’AN mesajıyla yani; Hak edilerek, Hak edererek bir muştuyla geldi.

KUR’AN bize düşünerek aklederek bir yol çizmemizi ister. Yeryüzünün yaratılışını düşünmek, insanın yaratılışı, bir çok nimetin yaratılışı, karanın ve denizin nimetleri insana sunulması, bir çok hayvanın ibretle yatılması, örnek: arı, inek, örümcek, deve, sinek, vs. Bu hayvanlar üzerinde düşünmek bile çok güzel malzeme verir. Düşünceyi hayata taşımak yani uygulamak gerek. Müslüman hilm sahibidir.

KUR’AN bizlere akledecek, düşünecek bir çok ayeti bize sunmuştur. Bizler ise teferrautlarda boğulduk, sanki bataklığa girmiş gibi çırpındıkça daha da battık. Üretmeyince kafire zalime karşı güç kaybettik. Birbirimizi tekfir etmek için yarıştık ve enerjimzin bir çoğunu kaybettik. Sonra müslümanı araki bulabilesin. Burdan yani çukurdan bir an önce çıkmalı ve önümüze bakmalı ve tevbe ile yeniden hayata ve inşaya yönelmeli.

Tefekkür için güzel vakitler gece vakti, veya yarısı, seher vakitleri. İnsanların uykuda olduğu vakit, biz müslümanlar Kur’an’ın ağır mesajını kuşanmalı uyumuş olan bu insalığı vahiyle uyandırmak lazım.

“Acaba diyorum dünyaya imtihan için geldiğimizi unuttukta! Dünyayı çok mu sevdik?” Ahiret hayatını çok mu uzak gördük? Söylemlerimiz müslümanca da,
ya eylemlerimiz?..

İnsalık kendini arıyor, müslümanlar ise kendinde değil kendini arıyor.

Suçu başka yerde aramak yerine kendi suçlarımızı niye hiç görmek istemeyiz? Sistemi, toplumu, kişileri suçlamak kolay. Acaba bunların zalimleşmesine biz mi ön ayak olduk diye öz eleştiri yaptık mı?

Bir türlü bizdeki potansiyeli göremiyoruz. Yerin altındaki elmas işe yaramaz yeryüzüne çıkarsa işe yarar. Müslüman yerin altındaki elmas gibidir. Değerini kaybetmez.
“Çık artık uyuduğun yetmedi mi! Uyumak için gelmedin! Uyandırmak için geldin ey müslüman! Dünya ve içindekiler sana muhtaç!..”

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir




Enter Captcha Here :

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu