Demokrasi Tiyatrosu: Tağutun Sandığı, ABD’nin Kuklaları ve Şeriatsız Zillet…- Makale – Burhan PERK
Demokrasi Tiyatrosu: Tağutun Sandığı, ABD’nin Kuklaları ve Şeriatsız Zillet…
Trump’ın, Erdoğan için sarf ettiği “hileli seçimleri herkesten iyi bilir” sözü aslında çıplak gerçeği ifşa eden bir itiraf niteliğindedir. Çünkü demokrasi dedikleri bu batıl sistem, baştan sona bir aldatmacadan ibarettir. Rabbimiz Kur’an’da apaçık buyuruyor:
“Yoksa onlar cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle iman eden bir topluluk için Allah’tan daha güzel hüküm koyucu kim olabilir?” (Maide 50)
Bugün Türkiye’de oynanan oyun da tam olarak budur. Kemalist rejim, dün laik ve batıcı yüzüyle Müslümanlara zulmetti; bugün ise yeşil bir makyajla aynı düzeni sürdürmektedir. Erdoğan’ın rolü işte tam da buradadır. 28 Şubat’ta tankların önünde bastırılan şeriat isteyen kitleler, onun eliyle sistemle barıştırılmış ve tekrar Kemalist düzene entegre edilmiştir. Şeriatı talep eden milyonlar, demokrasi putuna secde ettirilmiştir. Bu nedenle Erdoğan hâlâ iktidarda tutulmakta, karşısına daima güçsüz rakipler çıkarılmaktadır. Her parti, AKP’nin önünü açacak şekilde dizayn edilmektedir.
Dahası, Erdoğan’ın iktidarının gerçek dayanağı Türkiye halkı değil, ABD’dir. Bu, yeni bir tespit değil; yıllardır yaşanan hakikat. ABD, Türkiye gibi ekonomik olarak kendisine bağımlı ülkelerde iktidarları seçimlerle değil, krizlerle belirler. Eğer iktidar, ABD’nin emirlerini uygulamazsa, anında ekonomik krizlerle çökertilerek bir sonraki seçimde tarihe gömülür. Yani bu ülkelerde seçim denilen şey, halkın tercihi değil, Washington’un onayıdır. Trump’ın sözleri, işte bu aleni gerçeğin açık bir itirafıdır.
İslami açıdan bakıldığında bu durum gayet tabiidir. Çünkü demokrasi, Allah’ın (cc) hükmünü terk edip beşerin heva ve hevesine boyun eğmektir. Böyle bir sistemde “adil seçim” diye bir şey olmaz; çünkü temeli batıldır. Rasulullah (sav) bu zilleti haber vermiştir:
“Sizden öncekilerin yoluna adım adım uyacaksınız; onlar bir kertenkele deliğine girse siz de gireceksiniz.” (Buhari, Müslim)
Maalesef Müslümanların birçoğu bugün aynen bunu yaşamaktadır. Demokrasi denilen kertenkele deliğine girerek zillete razı olmuşlardır. Şimdi ABD’nin çizdiği sınırların dışına çıkamayan, onun ekonomik sopasıyla hizaya getirilen bir iktidar rejimi vardır.
Bu sebeple çözüm, demokrasi oyununda veya batının desteğinde değildir. Çözüm, Allah’ın (cc) indirdiği hükümlerle yönetilen bir İslam nizamıdır. Zira Rabbimiz apaçık buyuruyor:
“…Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin (zalimlerin, fasıkların) ta kendileridir.” (Maide-44,45,47)
Dolayısıyla mesele sadece hileli seçimler değildir. Asıl sorun, Müslümanların Allah’ın (cc) hükmünü terk ederek tağutların hükmüne razı olmalarıdır. Demokrasi, Müslümanları oy sandığına zincirleyen bir esaret düzenidir. Bu düzenin meşruiyetini kabul eden herkes, bilerek veya bilmeyerek tağutu onaylamaktadır.
Gerçek kurtuluş, ABD’ye bağımlı iktidarlarda değil; Batı’nın demokrasi putunda hiç değil. Gerçek kurtuluş, yalnızca Allah’ın (cc) şeriatındadır. Ve şeriat geri döndüğünde, bu sahte liderler de, onların sahte seçimleri de tarihin çöplüğüne atılacaktır inşaAllah…