Dijitalleşme Adına Kurulan Yeni Kölelik: Nakitin Kaldırılması – (MAKALE) – Burhan PERK
Dijitalleşme Adına Kurulan Yeni Kölelik: Nakitin Kaldırılması…
Bugün insanlık büyük bir aldatmacanın içinde. Adına “kolaylık”, “hız”, “çağdaşlık” denilen bu dijital devrim, aslında insanlığı adım adım görünmeyen bir köleliğe sürüklüyor. Belediyeye ait bir parka aracınız ile gittiğinizde, çıkışta sadece kartla ödeme yapabiliyorsunuz. Paranız var ama geçmiyor. Marketten su alacaksınız, aynı şey. Sadece kart. Nakit artık “geçersiz”. Sanki devletin bastığı para değil, bankaların sunduğu kart tek geçerli varlık. Bu gidişat, şeytanın iğvasıyla inşa edilen sessiz bir esaret sistemidir.
Eskiden fakir olan alışveriş yapamazdı. Şimdi paranız var ama cebinizdeki para “uygun formatta” değilse alışveriş yapamıyorsunuz. Kartın yoksa insan sayılmıyorsun. Bankalara, sistemlere, uygulamalara entegre olmadıkça bir şişe suyu bile alamıyorsun. Bu neyin özgürlüğü? Bu neyin medeniyeti? Bu gidişin adı dijitalleşme değil; bu iktidarların, bankaların ve büyük şirketlerin tahakkümünü mutlak hâle getirme çabasıdır.
Kur’an-ı Kerim’de Firavun’un halkı üzerindeki kontrolüne işaret edilir: “Gerçekten Firavun yeryüzünde büyüklük tasladı, halkını sınıflara ayırdı…” (Kasas, 4)
Bugün bu sınıflar “kartı olanlar” ve “kartı olmayanlar” diye ayrılıyor. Dijital ödeme sistemleri bir sınıf oluşturma aracına dönüştürülüyor. Kimse zorla bankaya gitmeye mecbur olmamalı. Kimse bir telefon uygulamasına teslim olmamalı.
İslam’da alışveriş gönüllülükle olur. Zorla, tehditle, mecbur bırakmayla olmaz. “Alışveriş karşılıklı rıza iledir.” (Beyhaki) Kart kullanmak istemeyen bir insanın hizmet alamaması, bu rızayı ortadan kaldırır. Özellikle kamuya ait alanlarda, belediyeler tarafından işletilen yerlerde, alternatif ödeme yöntemlerinin olmaması doğrudan bir mağduriyet ve kul hakkıdır.
Şimdi soralım: Bugün kartı olmayan bir insan, yakında pazara bile giremeyecek. Yarın sistem seni “uygun görmediğinde” kartını da iptal ederse?
– Aşı olmadın diye?
– Uygulama indirmedin diye?
– “Uygun vatandaş” olmadığın için?
İşte bu, zalim sistemlere gönüllü teslimiyetin ta kendisidir. Bu, kimliğin, paran, ahlakın ve nihayetinde iradenin sistemin eline teslim edilmesidir. Bu dijitalleşme, hakikatle değil, itaatle işliyor.
Nereye Gidiyoruz? Bugün nakit kaldırılıyor. Yarın belki “nakitsiz vatandaş”lara ekmek bile satılmayacak. Her adımımız izleniyor, her harcamamız fişleniyor. Müslüman, her şeyi sorgulayan insandır. Rabbimiz uyarıyor:
“Zalimlerin düzeninden sakının…” (Hud-113)
Bu düzen bir kolaylık değil, bir baskı düzenidir. Bu sistem bir ticaret değil, bir kölelik düzenidir.
Bu gidişat, insanı Allah’tan (cc) değil, sistemden korkar hâle getirmektedir.
Tabi şunu da ifade etmeliyiz ki İslam, teknolojiyi değil, zulmü reddeder. Kolaylığı değil, sömürüyü reddeder. İnsanları kartla yaşamak zorunda bırakmak zulümdür. Bu dijital sistem, hak ve adalete uygun hâle getirilmezse, insanlar Allah’ın (cc) değil, sistemin kulu haline gelecektir. Zaten öylede olmaktadır…