Konferanslar

Çöl Aslanı Şehid Ömer Muhtarın Hayatı ve Mücadelesini Gündemleştirdik

Kalem-Der’in organize ettiği Öncü Şahsiyetlerin Hayatı programında bu aya Çöl Aslanı Ömer Muhtar’ı gündeme taşıdık. Kalemder dernek binasın da yapılan programı Fahri Aysel sundu.

Aysel, konuşmasına Libya’nın tarihi ile alakalı bilgileri katılımcılara aktarması ile başladı.

Aysel, “Bazı küçük emirlikler dışında 20.yüzyıla kadar Libya toprakların da bir devlet kurulmamıştır. Bunun temel sebebinin ise topraklarının büyük bir kısmının çöl olmasından kaynaklanmaktadır dedi.

Yine Libya toprakları İtalyanlar tarafından 4 Ekim 1911 de işgal edilmiştir. İşgalci güçler kıyı bölgelerini işgal etseler de, iç bölgelerde şiddetli bir direnişle karşılaştılar dedi.

Konuşmasına devam eden Aysel, Senusi tarikatının genelde bütün Kuzey Afrika, özelde de Libya da etkin olduklarını ifade ederek konuşmasını şu şeklide sürdürdü; “Senusiler, Osmanlı padişahı olan Fuat paşayla iş birliği içerisinde hareket ederek işgalci kuvvetlere karşı direnişi sürdürdüler. İtalyanların mağlup edemediği Fuat paşa Mondoros anlaşması gereği 1919 da Osmanlının emriyle Libya’dan çekildi dedi.

Osmanlının bölgeyi İtalyanlara terk etmesi ile birlikte Senusiler mücadeleyi bırakmayarak direnişe devam ettiler ve mücadelesi 30 yıl sürdü.

Yine, Libya’nın tamamının  Mussoloni zamanın bütünüyle işgal edildi dedi.

Libya’nın bağımsızlığı Senusi liderlerinden İdris es Senusi tarafından 24 aralık 1924 te ilan edildi.

1969 da  Muhammer Kaddafi devrim yaparak yönetime el koydu dedi ve Ömer Muhtarın hayatını anlatmaya başladı.

Doğumu 1862 yılında Libya’nın Barka sınırları içerisinde kalan Batman kasabasında doğmuştur. İlk Eğitimini babasından alan Muhtar, Sonrasında Senusi medreselerinden bir tanesi olan Canzur medresesinde ve daha sonrada Cagbub İslami bilimler medresesinde almıştır. Ömer Muhtar bu medresede 8 yıl eğitim alır.

Ömer Muhtar cebinde taşıdığı Kur’an’ı Kerimi bol bol okuyup haftada bir hatim ederdi. Arkadaşları cihatta bile gece namazları kılmaya büyük özen gösterdiğini ve  sabahlara kadar Kur’an okuduğuna tanıklık etmektedirler.

İtalyan kuvvetlerinin 29 eylül 1911’de 35,000 bin askerle Libya’ya girer ve sonrasında bu askerlerin sayısının 100,000 bine kadar çıkartıldığını hatırlattı.                                 

Libya halkının işgalci güçlere karşı verdikleri mücadelenin gelirinin tamamen GENELDE Müslüman halklardan alınan zekat ve öşürlerin yanı sıra düşmandan alınan ganimetler ve gümrük gelirleri olduğunu söyledi.

Yine 1924 yılında yapılan bir tespite göre, Libyalı direnen mücahitlerin sayısının 3,000 bin civarında olduğu görmekteyiz dedi. Ve kabileler arasında cihada en fazla mücahit gönderme konusunda yarıştıklarını söyledi.

Direnici Müslümanların silahları ganimet olarak aldıkları ve Osmanlı ordusunun Mısır yoluyla kendilerine ulaştırdıkları silahlardan oluşuyordu dedi.

Libya’nın İtalyanlar tarafından işgal edildiğinde, Osmanlı komutanlarını bölgeye gönderdiği ve gizli olarak gönderilen bu komutanların direnişçi gurupları eğittiğini söyledi.

1912 yılında İtalyanlar ve Osmanlı arasında  Lozonda yapılan anlaşma gereği olarak Osmanlı hükümeti trablusgart ve bin gaziyi İtalyanlara veriyor İtalyanlarda Rodos ve on iki adayı Osmanlıya veriyor dedi.

1913’de direnişin iki komutanları olan  Seyyid Ahmet es Şerif ile Aziz el Misri arasında çıkan takti konusundaki anlaşmazlık yüzünden Aziz el Misri mücahitlerin ellerindeki silahları alarak, geri kalan silahları bozarak Müslüman direnişçiler arasında bölünmeler yaşanıyor dedi.                                 

Aysel, Ömer Muhtar’ın komutanlığı sürecine de değinerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü; 1922-1931 tarihler arası Ömer Muhtar genel komutan yapmıştır. Ömer Muhtar taktik olarak mücahitlere küçük gruplara ayırıp düşmana saldırıp hemen geri çekilme yani gerilla taktiğini uygulamaya başlamıştır dedi.

İtalyanların sivil halka zulmetmeye başlarlar ve aşiret liderleri Ömer Muhtara artık cihad hareketinin biran önce bitirip kendisine sunulan rahat bir hayat yaşaması yönünde teklifler sunuyor ve mücadeleden vazgeçmesi için baskı uygulamaya başlıyorlar.

Ömer Muhtar aşiret liderlerini toplayarak onlara mücadelesindeki kararlığını ortaya koymak için  “Cebindeki küçük Kur’an’ı çıkarıp elini Mushafın üzerine koyar ve son sözü söyler”vallahi ya zafer ya şehadete ermeden bu dağları terk etmeyeceğim ve İtalyanlara karşı devam eden bu savaşı asla durdurmayacağım. Mısıra gitmek isteyen buyursun gitsin. İtalyanlara teslim olup ölümden kurtulmak isteyenler de buyurup teslim olsun hiç kimse onları tutmuş değildir” komutanların bu kesin tavrını ve büyük kararlığını gören mücahitler Ömer Muhtara olan desteklerini yinelerler ve toplantı tam bir söz ve eylem birliği içinde sona erdiğini söyledi dedi.

 Yine Ömer Muhtara cihada biraz ara vererek hacca gitmesini söyleyenlere verdiği cevapta “ALLAH A DEFALARCA YEMİN EDERİMKİ BU TOPRAK PARÇASINI ASLA TERK ETMEYECEGİM. ÖLÜM MELEGİ GELİP DE RUHUMU ALANA KADAR BU BÖLGEDEN AYRILMAYACAGIM. BİR HAC SEVABI HİÇBİR ZAMAN DİNİ İNANCI İSLAM TOBRAKLARINI SAVUNMANIN KAZANDIRACAĞI SEVAPTAN BÜYÜK VE ÇOK OLMAZ” dediğini aktardı.

İtalyanlar Ömer Muhtara ile sürekli anlaşma için girişimlerde bulundukları, Ömer Muhtarın onlara karşı tavrının ise çok net olduğunu şu sözleri ile ortaya koymuştur dedi. “YA BURADAN GİDERSİNİZ YADA SİZİNLE BURADAN ÇIKANA KADAR SAVAŞRIZ ÜÇÜN BİR YOL YOK.”

İtalyan generalin Ömer muhtar için söylediği sözleri. O KARŞISINDAKİNE ANINDA CEVAP VEREREK ÜSTÜN BİR ZEKAYA SAHİPTİ AYNI ZAMANDA İLERİ SEVİYEDE DENE BİLECEK ÇOK GENİŞ BİR İLMİ VE DİNİ KÜLTÜRE SAHİPTİ. ONUN KESİN TAVIRLI BİR HUYU VARDI. O DİNİNİ HİÇBİR MENFAAT KARŞISINDA SATMICAK BİRİSİDİR. DÜNYEVİ HİÇBİR CIKAR MENFAAT BEKLENTİSİ OLMAYAN BİRİDİYDİ.

İtalyan Gener Grezyani’nin yaptığı zulümlerin en büyüğünün, insanların yaşadığı yerler tel örgülerle kapatılıp bölge halkı kuşatma altına almasıydı. General Graziyani bununla yetinmeyip mücahitlere gıda naklinin yapıldığı Sellum limanını ve Cebeliahdara giden yollarıda dikenli tellerle çevirerek mücahitlerin  hem halka hem de liman ile irtibatı kesilmesini başarmıştı.

Ömer Muhtarın yakalanışı, 11 eylül 1931’de Ömer Muhtar ve arkadaşları sılantı mevkiinde sahabe mezarına ziyarete giderler ve İtalyanların tuttuğu bölgenin içerisine giderler, İtalyan istibaratı onun varlığını haber alır. Vadiyi her taraftan kuşatmaya alan İtalyanlar, mücahidler son nefesine kadar savaşıp ve Ömerin Muhtarın atı vurulup yere düşürülür İtalyan askerleri ömert muhtarın üzerine çullanarak esir aldılar dedi.

Ömer Muhtar İtalyan askeri mahkemesi tarafından yargılanarak idama mahkum edilir ve bir gün sonra toplama kamplarının bulunduğu yerde halkın gözü önünde idam edilerek Şehid edildi dedi. 

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir




Enter Captcha Here :

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu